ŞÛRÂ SURESİ 23. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.
ذَلِكَ الَّذِي يُبَشِّرُ اللَّهُ عِبَادَهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ قُل لَّا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ أَجْرًا إِلَّا الْمَوَدَّةَ فِي الْقُرْبَى وَمَن يَقْتَرِفْ حَسَنَةً نَّزِدْ لَهُ فِيهَا حُسْنًا إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ شَكُورٌ ﴿٢٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
zâlike | işte bu, işte |
ellezî | onlar |
yubeşşiru | müjdeliyor |
allâhu | Allah |
ibâde-hu | onun kulları |
ellezîne | onlar |
âmenû | âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler |
ve amilû es sâlihâti | ve nefsi ıslâh edici amel işlediler |
kul | de ki |
lâ es'elu-kum | sizden istemiyorum |
aleyhi | ona, ona karşı |
ecran | ecir, ücret |
illâ | ancak, sadece, ...'den başka |
el meveddete | sevgi, muhabbet, dostluk |
fî el kurbâ | yakınlıkta |
ve men | ve kim |
yakterif | işlerse |
haseneten | hasene, iyilik, sevap |
nezid | artırırız |
lehu | ona, onun için |
fî-hâ | onda |
husnen | iyilik, güzellik |
inne | muhakkak ki |
allâhe | Allah |
gafûrun | gafur, mağfiret eden |
şekûrun | şükredene karşılığını veren, şükredilen |
İşte Allah’ın, âmenû olan (Allah’a ulaşmayı dileyen) ve salih amel (nefs tezkiyesi) işleyen kullarını müjdelediği budur. De ki: “Ben, ona (tebliğe) karşı bir ücret istemiyorum, yakınlıkta sevgiden başka.” Ve kim hasene işlerse onun için güzellikleri artırırız. Muhakkak ki Allah, Gafûr’dur (mağfiret eden), Şükredilen’dir.
ŞÛRÂ SURESİ 23. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Allah, o cenneti, iman edip, doğru ve yararlı işler yapan kullarına bir müjde olarak vermektedir. De ki ey Muhammed: “Ben sizden, peygamberlik görevime karşılık bir ücret istemiyorum. İstediğim ancak akrabalık sevgisidir. Kim güzel bir iş yaparsa, biz onun bu husustaki sevabını kat kat artırırız. Şüphesiz ki Allah, suçları bağışlayan ve şükrün karşılığını verendir.”
Abdullah Parlıyan