ŞÛRÂ SURESİ 24. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.
أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَى عَلَى اللَّهِ كَذِبًا فَإِن يَشَأِ اللَّهُ يَخْتِمْ عَلَى قَلْبِكَ وَيَمْحُ اللَّهُ الْبَاطِلَ وَيُحِقُّ الْحَقَّ بِكَلِمَاتِهِ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ ﴿٢٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
em
yekûlûne
ifterâ
alâ allâhi
keziben
fe
in
yeşei allâhu
yahtim
alâ
kalbi-ke
ve yemhu
allâhu
el bâtıla
ve yuhıkku
el hakka
bi kelimâti-hi
inne-hu
alîmun
bi zâti es sudûri
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
em | yoksa |
yekûlûne | diyorlar |
ifterâ | iftira attı, uydurdu |
alâ allâhi | Allah'a karşı |
keziben | yalan |
fe | böylece, bununla birlikte |
in | eğer |
yeşei allâhu | Allah dilerse |
yahtim | mühürler |
alâ | üzerini |
kalbi-ke | senin kalbin |
ve yemhu | ve siler, mahveder, yok eder |
allâhu | Allah |
el bâtıla | bâtıl |
ve yuhıkku | ve gerçekleştirir |
el hakka | hakkı |
bi kelimâti-hi | onun (kendi) kelimeleriyle, sözleriyle |
inne-hu | muhakkak ki o |
alîmun | çok iyi bilen |
bi zâti es sudûri | gönüllerde olanı |
Yoksa Allah’a karşı yalanla iftira mı ediyorlar? Bununla birlikte eğer Allah dilerse senin kalbini mühürler ve bâtılı yok eder. Kendi kelimeleri ile hakkı gerçekleştirir. Muhakkak ki O, sinelerdekini en iyi bilendir.
ŞÛRÂ SURESİ 24. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Yoksa derler mi ki: «Allah'a karşı yalan yere iftirada bulundu?» Eğer Allah dilese senin kalbin üzerine mühür basar ve bâtılı mahveder ve kelimeleriyle hakkı tahakkuk ettirir. Şüphe yok ki O, göğüslerde olanı bilicidir.
Ömer Nasuhi Bilmen