Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.


وَمِنْ آيَاتِهِ خَلْقُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَثَّ فِيهِمَا مِن دَابَّةٍ وَهُوَ عَلَى جَمْعِهِمْ إِذَا يَشَاء قَدِيرٌ ﴿٢٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve min âyâti-hi halku es semâvâti ve el ardı ve mâ beşse fî-himâ min dâbbetin ve huve alâ cem'i-him izâ yeşâu kadîrun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve min âyâti-hi ve onun âyetlerinden
halku yaratılması
es semâvâti semalar, gökler
ve el ardı ve arz, yer
ve mâ ve şey
beşse yaydı, dağıttı
fî-himâ orada, o ikisinde
min dâbbetin dabbeler, hayvanlar, canlılar
ve huve ve o
alâ cem'i-him onları toplamaya
izâ o zaman, ... olduğu zaman
yeşâu diledi
kadîrun kaadir, gücü yeten

Gökleri ve yeri yaratması ve orada hayvanları çoğaltıp yayması, O’nun âyetlerindendir. Ve O, dilediği zaman onları toplamaya kaadirdir.

ŞÛRÂ SURESİ 29. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali

Ve göklerin ve yerin yaradılışı O'nun âyetlerindendir. Onlarda her hareket edenden yaymış olduğu şeyde ve o dilediği zaman onları toplamaya da kâdirdir.

Ömer Nasuhi Bilmen