Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.


وَالَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الْإِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ وَإِذَا مَا غَضِبُوا هُمْ يَغْفِرُونَ ﴿٣٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve ellezîne yectenibûne kebâire el ismi ve el fevâhışe ve izâ mâ gadıbû hum yagfirûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ellezîne ve onlar
yectenibûne kaçınırlar, sakınırlar
kebâire el ismi günahların büyükleri
ve el fevâhışe ve fuhuşlar (kötülükler, zina, şirk, katletmek vb)
ve izâ ve ... olduğu zaman
mâ gadıbû öfkelendikleri şey
hum onlar
yagfirûne affederler, bağışlarlar

Ve onlar, günahların büyüğünden ve fuhuştan içtinap ederler (sakınırlar). Ve öfkelendikleri zaman affederler.

ŞÛRÂ SURESİ 37. Ayeti Bekir Sadak Meali

(36-38) Size verilen herhangi bir sey, sadece dunya hayatinin bir gecimligidir. Allah katinda olan; inanip Rablerine guvenen, buyuk gunahlardan ve hayasizliklardan cekinen, ofkelendiklerinde bile bagislayanlar, Rablerinin cagrisina cevap verenler ve namaz kilanlar icin daha iyi ve daha sureklidir. Onlarin isleri aralarinda danisma iledir. Kendilerine verdigimiz riziktan da sarfederler.

Bekir Sadak