ŞÛRÂ SURESİ 40. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.
وَجَزَاء سَيِّئَةٍ سَيِّئَةٌ مِّثْلُهَا فَمَنْ عَفَا وَأَصْلَحَ فَأَجْرُهُ عَلَى اللَّهِ إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الظَّالِمِينَ ﴿٤٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve cezâu
seyyietin
seyyietun
mislu-hâ
fe
men
afâ
ve asleha
fe
ecru-hu
alâ allâhi
inne-hu
lâ yuhıbbu
ez zâlimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve cezâu | ve ceza |
seyyietin | bir kötülük, bir günah |
seyyietun | bir kötülük, bir günah |
mislu-hâ | onun misli kadar |
fe | artık, fakat |
men | kim |
afâ | affetti |
ve asleha | ve ıslâh etti |
fe | böylece, artık |
ecru-hu | onun ecri |
alâ allâhi | Allah'a ait |
inne-hu | muhakkak ki o |
lâ yuhıbbu | sevmez |
ez zâlimîne | zalimler |
Bir kötülüğün cezası onun misli kadar kötülüktür. Fakat kim affeder ve ıslâh ederse artık onun ecri (mükâfatı) Allah’a aittir. Muhakkak ki O (Allah), zalimleri sevmez.
ŞÛRÂ SURESİ 40. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Kötülüğün cezâsı, yine onun gibi bir kötülüktür. Kim affeder, barışırsa onun mükâfâtı Allah'a âittir. Doğrusu O, zâlimleri sevmez.
Süleyman Ateş