Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.


وَلَمَنِ انتَصَرَ بَعْدَ ظُلْمِهِ فَأُوْلَئِكَ مَا عَلَيْهِم مِّن سَبِيلٍ ﴿٤١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve le men intesare ba'de zulmi-hi fe ulâike mâ aleyhim min sebîlin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve le ve elbette, gerçekten
men kim, kimse
intesare yardımlaştı, hakkını aldı
ba'de sonra
zulmi-hi zulme uğraması
fe böylece
ulâike işte onlar
mâ aleyhim onların üzerine ... yoktur
min sebîlin bir sebîl, bir yol

Ve gerçekten zulme uğradıktan sonra hakkını geri alan kimseler, işte onlar; onların üzerine (aleyhlerine) bir yol (ceza) yoktur.

ŞÛRÂ SURESİ 41. Ayeti Tefhim-ul Kuran Meali

Kim de zulme uğradıktan sonra nusret bulur (hakkını alır)sa, artık onlar için aleyhlerinde bir yol yoktur.

Tefhim-ul Kuran