Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.


إِنَّمَا السَّبِيلُ عَلَى الَّذِينَ يَظْلِمُونَ النَّاسَ وَيَبْغُونَ فِي الْأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ أُوْلَئِكَ لَهُم عَذَابٌ أَلِيمٌ ﴿٤٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

innemâ es sebîlu alâ ellezîne yazlimûne en nâse ve yebgûne el ardı bi gayri el hakkı ulâike lehum azâbun elîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
innemâ fakat
es sebîlu yol
alâ ellezîne onların üzerine
yazlimûne zulmederler
en nâse insanlar
ve yebgûne ve azgınlık ediyorlar, zorbalık yapıyorlar
...'de, içinde
el ardı arz, yer
bi gayri el hakkı haksız yere
ulâike işte onlar
lehum onlar için vardır
azâbun azap
elîmun elîm, acı

Fakat insanlara zulmedenlerin ve yeryüzünde haksız yere zorbalık yapanların üzerine (aleyhlerine) yol (ceza) vardır. İşte onlar; onlar için elîm bir azap vardır.

ŞÛRÂ SURESİ 42. Ayeti Ömer Öngüt Meali

Ancak insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere zorbalık yapanlara ceza vardır. İşte acıklı azap bunlaradır.

Ömer Öngüt