ŞÛRÂ SURESİ 44. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.
وَمَن يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِن وَلِيٍّ مِّن بَعْدِهِ وَتَرَى الظَّالِمِينَ لَمَّا رَأَوُا الْعَذَابَ يَقُولُونَ هَلْ إِلَى مَرَدٍّ مِّن سَبِيلٍ ﴿٤٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve men | ve kim, kimse |
yudlili | dalâlette bırakır |
allâhu | Allah |
fe | böylece, o taktirde |
mâ lehu | onun için ... yoktur |
min veliyyin | bir velî, bir dost |
min ba'di-hi | ondan sonra (bundan sonra) |
ve terâ | ve görürsün |
ez zâlimîne | zalimler |
lemmâ | ... olduğu zaman |
râevu | gördüler |
el azâbe | azap |
yekûlûne | diyorlar, derler |
hel | var mı? |
ilâ meraddin | geri dönüşe |
min sebîlin | bir yol |
Ve Allah kimi dalâlette bırakırsa, o taktirde onun için, bundan sonra bir velî (dost) yoktur. Zalimleri, azabı gördükleri zaman: “(Dünyaya) geri dönüşe bir yol var mı?” derken görürsün.
ŞÛRÂ SURESİ 44. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Allah kimin hak yoldan uzaklaşmasına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihine özgürlük tanırsa, artık bundan sonra onu hiç kimse koruyamaz, ona hiç kimse yardım edemez. Baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu ve Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, inkârda, isyanda ısrar eden zâlimlerin, azâbı gördükleri zaman:
Ahmet Tekin
'Dünyaya dönecek bir yol, bir çıkış yolu var mı?' dediklerini göreceksin.