ŞÛRÂ SURESİ 46. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.
وَمَا كَانَ لَهُم مِّنْ أَوْلِيَاء يَنصُرُونَهُم مِّن دُونِ اللَّهِ وَمَن يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِن سَبِيلٍ ﴿٤٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve mâ kâne
lehum
min evliyâe
yensurûne-hum
min dûni allâhi
ve men
yudlili
allâhu
fe
mâ lehu
min sebîlin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve mâ kâne | ve olmadı, yoktur |
lehum | onlar için, onların |
min evliyâe | (velîlerden, dostlardan) bir dost |
yensurûne-hum | onlara yardım eder |
min dûni allâhi | Allah'tan başka |
ve men | ve kim, kimse |
yudlili | dalâlette bırakır |
allâhu | Allah |
fe | artık |
mâ lehu | onun için ... yoktur |
min sebîlin | bir yol |
Ve onların, kendilerine yardım edecek Allah’tan başka dostları yoktur. Ve Allah kimi dalâlette bırakırsa artık onun için bir yol (kurtuluş) yoktur.
ŞÛRÂ SURESİ 46. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Onların Allâh'tan başka kendilerine yardım edecek velîleri de yoktur. . . Allâh kimi saptırırsa, onun için artık bir yol yoktur.
Ahmed Hulusi