ŞÛRÂ SURESİ 48. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.
فَإِنْ أَعْرَضُوا فَمَا أَرْسَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَفِيظًا إِنْ عَلَيْكَ إِلَّا الْبَلَاغُ وَإِنَّا إِذَا أَذَقْنَا الْإِنسَانَ مِنَّا رَحْمَةً فَرِحَ بِهَا وَإِن تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ فَإِنَّ الْإِنسَانَ كَفُورٌ ﴿٤٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | bundan sonra |
in | şâyet, eğer |
a'radû | yüz çevirdiler |
fe | oysa, halbuki |
mâ erselnâ-ke | seni göndermedik |
aleyhim | onların üzerine |
hafîzan | muhafız olarak |
in ... illâ | sadece |
aleyke | senin üzerinde (senin üzerine düşen) |
el belâgu | tebliğ |
ve innâ | ve muhakkak ki biz |
izâ ezaknâ | tattırdığımız zaman |
el insâne | insan |
min-nâ | bizden |
rahmeten | bir rahmet |
feriha | ferahladı, sevindi |
bi-hâ | onunla |
ve in | ve şâyet, eğer |
tusib-hum | onlara isabet eder |
seyyietun | bir kötülük |
bi-mâ | sebebiyle |
kaddemet | takdim etti, yaptı |
eydî-him | onların elleri |
fe | işte o zaman |
inne | muhakkak |
el insâne | insan |
kefûrun | kefur, inkâr eden, nankör |
Bundan sonra eğer yüz çevirirlerse, Biz seni onların üzerine muhafız olarak göndermedik. Senin üzerine düşen sadece tebliğdir. Ve muhakkak ki Biz, insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman onunla ferahlanır (sevinir). Ve eğer elleriyle takdim ettikleri (yaptıkları) sebebiyle bir kötülük isabet ederse, işte o zaman insan mutlaka kefûr olur (inkâr eder, nankör olur).
ŞÛRÂ SURESİ 48. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Artık kaçınılırsa seni onların üzerine bir muhafız göndermedik. Senin üzerine düşen, tebliğden başka değildir ve şüphe yok ki, Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman onunla ferahlanır ve eğer onlara ellerinin takdim etmiş olduklarından bir kötülük isabet ederse artık şüphe yok ki, insan nankördür.
Ömer Nasuhi Bilmen