ŞÛRÂ SURESİ 5. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.
تَكَادُ السَّمَاوَاتُ يَتَفَطَّرْنَ مِن فَوْقِهِنَّ وَالْمَلَائِكَةُ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَيَسْتَغْفِرُونَ لِمَن فِي الْأَرْضِ أَلَا إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ ﴿٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
tekâdu
es semâvâtu
yetefattarne
min
fevkı-hinne
ve el melâiketu
yusebbihûne
bi hamdi
rabbi-him
ve yestagfirûne
li men
fî
el ardı
e lâ
inne
allâhe
huve
el gafûru
er rahîmu
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
tekâdu | neredeyse oluyordu, az kalsın oluyordu |
es semâvâtu | semalar, gökler |
yetefattarne | parçalanıyor, parçalanacak |
min | ...'den |
fevkı-hinne | onların üstünde |
ve el melâiketu | ve melekler |
yusebbihûne | tesbih ediyorlar |
bi hamdi | hamd ile |
rabbi-him | onların Rabbi, Rab'lerini |
ve yestagfirûne | ve istiğfar ediyorlar, mağfiret diliyorlar |
li men | o kimse için |
fî | de, içinde |
el ardı | arz, yeryüzü, yer |
e lâ | (öyle) değil mi? |
inne | muhakkak ki, gerçekten |
allâhe | Allah |
huve | o |
el gafûru | gafûr, mağfiret eden |
er rahîmu | rahîm, rahîm esmasıyla tecelli eden |
Gökler neredeyse üstlerinden parçalanacak. Ve melekler, Rab’lerini hamd ile tesbih ederler, yeryüzündeki kişiler için mağfiret dilerler. Allah, gerçekten Gafûr (mağfiret eden) ve Rahîm’dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden), öyle değil mi?
ŞÛRÂ SURESİ 5. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Öyle ki neredeyse gökler üstlerinden yarılacaklar. Melekler Rab’lerini överek tenzih ve takdis eder ve yerde bulunanlar için mağfiret dilerler. İyi bilin ki, gafur ve rahîm O’dur (affı, merhamet ve ihsanı pek boldur).
Suat Yıldırım