Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.


وَمَا كَانَ لِبَشَرٍ أَن يُكَلِّمَهُ اللَّهُ إِلَّا وَحْيًا أَوْ مِن وَرَاء حِجَابٍ أَوْ يُرْسِلَ رَسُولًا فَيُوحِيَ بِإِذْنِهِ مَا يَشَاء إِنَّهُ عَلِيٌّ حَكِيمٌ ﴿٥١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve mâ kâne li beşerin en yukellime-hu allâhu illâ vahyen ev min verâi hıcâbin ev yursile resûlen fe yûhıye bi izni-hi mâ yeşâu inne-hu aliyyun hakîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve mâ kâne ve yoktur, olmamıştır
li beşerin bir beşerin, bir insanın, bir insan için
en yukellime-hu onunla konuşması
allâhu Allah
illâ illâ, ancak, sadece, ...'den başka
vahyen vahiy ile
ev veya
min verâi arkasından
hıcâbin bir perde
ev veya, ya da
yursile gönderir
resûlen bir resûl
fe o zaman, böylece
yûhıye vahyeder
bi izni-hi onun izniyle
mâ yeşâu dilediği şey
inne-hu muhakkak ki o
aliyyun âlî, yüce
hakîmun hikmet ve hüküm sahibi

Allah’ın hiçbir insanla konuşması olmamıştır, illâ vahyile veya perde arkasından veya dilediğine izniyle vahyetsin diye resûl (melek) göndererek. Allah, bilir ve hikmet sahibidir.

ŞÛRÂ SURESİ 51. Ayeti Bekir Sadak Meali

Allah bir insanla ancak vahiy suretiyle veya perde arkasindan konusur, yahut bir elci gonderir; izniyle, dildigini vahyeder. Dogrusu O yucedir, Hakim'dir.

Bekir Sadak