Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.


وَلَوْ شَاء اللَّهُ لَجَعَلَهُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَلَكِن يُدْخِلُ مَن يَشَاء فِي رَحْمَتِهِ وَالظَّالِمُونَ مَا لَهُم مِّن وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ ﴿٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve lev şâe allâhu le ceale-hum ummeten vâhıdeten ve lâkin yudhilu men yeşâu rahmeti-hi ve ez zâlimûne lehum min velîyyin ve lâ nasîrin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve lev ve eğer
şâe diledi
allâhu Allah
le elbette, mutlaka
ceale-hum onları kıldı, yaptı
ummeten ümmet
vâhıdeten tek, bir
ve lâkin ve lâkin, fakat
yudhilu dahil eder, koyar
men kim, kimse
yeşâu diler
...'de, içinde, içine
rahmeti-hi onun rahmeti
ve ez zâlimûne ve zalimler
yok
lehum onlar için, onlara
min ...'den
velîyyin velî, dost
ve lâ ve yoktur
nasîrin yardımcı

Eğer Allah dileseydi, onları mutlaka tek bir ümmet kılardı. Ve lâkin dilediği kimseyi rahmetinin içine koyar ve zalimler için bir velî (dost) ve yardımcı yoktur.

ŞÛRÂ SURESİ 8. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olsaydı, bütün insanları aynı inanç ve düşünceyi paylaşan bir tek millet yapardı. Fakat Allah, irade hürriyeti ve seçme özgürlüğü tanıdığı, insanları imtihana tâbi tuttuğu için, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi olan akıllı ve sorumlu varlıkları rahmetine gark ediyor. Zâlimlerin, haksızların ne bir velisi, dostu, koruyucusu, ne de bir yardım edeni vardır.

Ahmet Tekin