TÂHÂ SURESİ 108. Ayeti Bekir Sadak Meali
Mekke döneminde inmiştir. 135 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır.
يَوْمَئِذٍ يَتَّبِعُونَ الدَّاعِيَ لَا عِوَجَ لَهُ وَخَشَعَت الْأَصْوَاتُ لِلرَّحْمَنِ فَلَا تَسْمَعُ إِلَّا هَمْسًا ﴿١٠٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
yevme izin
yettebiûne
ed dâıye
lâ ivece
lehu
ve haşeati
el asvâtu
li er rahmâni
fe
lâ tesmeu
illâ
hemsen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yevme izin | o gün, izin günü |
yettebiûne | tâbî olurlar |
ed dâıye | çağıran, davet eden, davetçi |
lâ ivece | eğrilik, sapma yoktur |
lehu | onda, kendisinde |
ve haşeati | ve kısılır |
el asvâtu | sesler |
li er rahmâni | Rahmân için, Rahmân'a karşı |
fe | o zaman, artık |
lâ tesmeu | işitemezsin, işitmezsin |
illâ | ancak, ...’den başka |
hemsen | hafif fısıltı (çok hafif ses) |
İzin günü, kendisinde eğrilik olmayan davetçiye tâbî olurlar. Rahmân’a karşı sesler kısılır. O zaman hemsten (hafif fısıltıdan) başka bir şey (ses) işitmezsin.
TÂHÂ SURESİ 108. Ayeti Bekir Sadak Meali
(105-10) 8 Sana daglari sorarlar; de ki: «Rabbim onlari ufalayap savuracak, yerlerini duz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne cukur, ne tumsek goreceksin. O gun, hicbir tarafa sapmadan bir davetciye uyarlar. Sesler Rahman'in heybetinden kisilmistir; ancak bir fisilti isitirsin.»
Bekir Sadak