Mekke döneminde inmiştir. 135 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır.


وَلَوْ أَنَّا أَهْلَكْنَاهُم بِعَذَابٍ مِّن قَبْلِهِ لَقَالُوا رَبَّنَا لَوْلَا أَرْسَلْتَ إِلَيْنَا رَسُولًا فَنَتَّبِعَ آيَاتِكَ مِن قَبْلِ أَن نَّذِلَّ وَنَخْزَى ﴿١٣٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve lev ennâ (enne-nâ) ehleknâ-hum bi azâbin min kabli-hî le kâlû rabbe-nâ lev lâ erselte ileynâ resûlen fe nettebia âyâti-ke min kabli en nezille ve nahzâ
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve lev ve eğer, olsa, ise
ennâ (enne-nâ) gerçekten biz
ehleknâ-hum onları helâk ettik
bi azâbin azap ile
min kabli-hî ondan önce
le elbette, mutlaka, muhakkak
kâlû dediler
rabbe-nâ Rabbimiz
lev lâ olmaz mı
erselte sen gönderdin
ileynâ bize
resûlen bir resûl
fe böylece, artık
nettebia tâbî oluruz
âyâti-ke senin âyetlerin
min kabli önce, daha önce
en nezille bizim zelil olmamız
ve nahzâ ve biz rezil, rüsva oluruz

Ondan önce gerçekten Biz onları, azapla helâk etmiş olsaydık, muhakkak şöyle derlerdi: “Rabbimiz, bize resûl gönderseydin olmaz mıydı? Böylece biz de zelil (rezil) ve rüsva olmadan önce senin âyetlerine tâbî olsaydık.”

TÂHÂ SURESİ 134. Ayeti Suat Yıldırım Meali

Şayet Biz peygamber gelmeden kendilerini azab ile helâk edecek olsaydık onlar: "Ey Ulu Rabbimiz, ne olurdu bize bir elçi gönderseydin de, biz böyle rezil ve hakir olmadan önce senin âyetlerine uysaydık!" derlerdi.

Suat Yıldırım