Mekke döneminde inmiştir. 135 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır.


أَنِ اقْذِفِيهِ فِي التَّابُوتِ فَاقْذِفِيهِ فِي الْيَمِّ فَلْيُلْقِهِ الْيَمُّ بِالسَّاحِلِ يَأْخُذْهُ عَدُوٌّ لِّي وَعَدُوٌّ لَّهُ وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِّنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَى عَيْنِي ﴿٣٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

enıkzifî-hi (en ikzıfî-hi)
(kazefe)
fî et tâbûti fakzifî-hi (fe ikzıfî-hi) fî el yemmi felyulkı-hi (fe li yulki-hi) el yemmu bi es sâhıli ye'huz-hu aduvvun lî ve aduvvun lehu ve elkaytu aleyke mehabbeten min-nî ve li tusnea alâ aynî
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
enıkzifî-hi (en ikzıfî-hi)
(kazefe)
onu koymasını
: (bıraktı, koydu)
fî et tâbûti sandık içine, sandığa
fakzifî-hi (fe ikzıfî-hi) sonra onu bırak
fî el yemmi denize
felyulkı-hi (fe li yulki-hi) böylece onu çıkarsın, atsın
el yemmu deniz
bi es sâhıli sahile
ye'huz-hu onu alır, alacak, alsın
aduvvun lî benim düşmanım
ve aduvvun lehu ve onun düşmanı
ve elkaytu ve (attım) verdim
aleyke sana
mehabbeten sevgi, muhabbet
min-nî benden, kendimden
ve li tusnea ve senin yetiştirilmen için
alâ aynî gözümün önünde

(Onu sandığa koymasını, sonra onu denize (Nil Nehri’ne) bırakmasını (vahyetmiştik). Böylece deniz, onu sahile atsın, Benim ve onun düşmanı, onu alsın. Ve gözümün önünde (korumam altında) yetiştirilmen için sana, Kendimden muhabbet (sevgi) verdim.

TÂHÂ SURESİ 39. Ayeti Muhammed Esed Meali

O'nu bir sandığa koy ve sandığı ırmağa bırak; ırmak o'nu kıyıya çıkaracaktır; Bana düşman olan biri ve o'na ilerde düşman olacak olan biri o'nu oradan alıp evlat edinecektir. Ve (böylece daha o çağda) Kendi katımdan kutlu bir sevgiyle seni kuşattım ki, gözümün önünde yetişip olgunlaşasın.

Muhammed Esed