TÂHÂ SURESİ 39. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Mekke döneminde inmiştir. 135 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır.
أَنِ اقْذِفِيهِ فِي التَّابُوتِ فَاقْذِفِيهِ فِي الْيَمِّ فَلْيُلْقِهِ الْيَمُّ بِالسَّاحِلِ يَأْخُذْهُ عَدُوٌّ لِّي وَعَدُوٌّ لَّهُ وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِّنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَى عَيْنِي ﴿٣٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
enıkzifî-hi (en ikzıfî-hi)
(kazefe) fî et tâbûti fakzifî-hi (fe ikzıfî-hi) fî el yemmi felyulkı-hi (fe li yulki-hi) el yemmu bi es sâhıli ye'huz-hu aduvvun lî ve aduvvun lehu ve elkaytu aleyke mehabbeten min-nî ve li tusnea alâ aynî
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
(kazefe) fî et tâbûti fakzifî-hi (fe ikzıfî-hi) fî el yemmi felyulkı-hi (fe li yulki-hi) el yemmu bi es sâhıli ye'huz-hu aduvvun lî ve aduvvun lehu ve elkaytu aleyke mehabbeten min-nî ve li tusnea alâ aynî
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
enıkzifî-hi (en ikzıfî-hi)
(kazefe) |
onu koymasını
: (bıraktı, koydu) |
fî et tâbûti | sandık içine, sandığa |
fakzifî-hi (fe ikzıfî-hi) | sonra onu bırak |
fî el yemmi | denize |
felyulkı-hi (fe li yulki-hi) | böylece onu çıkarsın, atsın |
el yemmu | deniz |
bi es sâhıli | sahile |
ye'huz-hu | onu alır, alacak, alsın |
aduvvun lî | benim düşmanım |
ve aduvvun lehu | ve onun düşmanı |
ve elkaytu | ve (attım) verdim |
aleyke | sana |
mehabbeten | sevgi, muhabbet |
min-nî | benden, kendimden |
ve li tusnea | ve senin yetiştirilmen için |
alâ aynî | gözümün önünde |
(Onu sandığa koymasını, sonra onu denize (Nil Nehri’ne) bırakmasını (vahyetmiştik). Böylece deniz, onu sahile atsın, Benim ve onun düşmanı, onu alsın. Ve gözümün önünde (korumam altında) yetiştirilmen için sana, Kendimden muhabbet (sevgi) verdim.
TÂHÂ SURESİ 39. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Şöyle ki: «Onu tabut içine bırak, sonra onu denize at. Hemen deniz de onu sahile bıraksın da onu bana da düşman ve ona da düşman olan alıversin. Ve üzerine tarafımdan bir muhabbet bıraktım ki, hem de nezaretim önünde yetiştirilesin.»
Ömer Nasuhi Bilmen