Mekke döneminde inmiştir. 135 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır.


فَأْتِيَاهُ فَقُولَا إِنَّا رَسُولَا رَبِّكَ فَأَرْسِلْ مَعَنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَا تُعَذِّبْهُمْ قَدْ جِئْنَاكَ بِآيَةٍ مِّن رَّبِّكَ وَالسَّلَامُ عَلَى مَنِ اتَّبَعَ الْهُدَى ﴿٤٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe'tiyâ-hu fe kûlâ in-nâ resûlâ rabbi-ke fe ersil mea-nâ benî isrâîle ve lâ tuazzib-hum kad ci'nâ-ke bi âyetin min rabbi-ke ve es selâmu alâ men ittebea el hudâ
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe'tiyâ-hu o halde (ikiniz) ona gidin
fe o zaman, öyleyse, böylece, ve
kûlâ ikiniz söyleyin
in-nâ muhakkak ki biz
resûlâ iki resûl, iki elçi
rabbi-ke senin Rabbin
fe artık
ersil gönder
mea-nâ bizimle beraber
benî isrâîle İsrailoğulları
ve lâ tuazzib-hum ve onlara azap etme
kad olmuştu, oldu
ci'nâ-ke bi sana getirdik
âyetin âyet, mucize
min rabbi-ke senin Rabbinden
ve es selâmu ve selâm
alâ men ittebea tâbî olanlara
el hudâ hidayet

O halde ikiniz ona gidin ve ona şöyle söyleyin: “Muhakkak ki biz, senin Rabbinin iki resûlüyüz. İsrailoğulları’nı artık bizimle beraber gönder ve onlara azap etme! Sana Rabbinden âyet (mucize) getirdik. Ve hidayete tâbî olanlara selâm olsun.”

TÂHÂ SURESİ 47. Ayeti Harun Yıldırım Meali

Haydi, ona gidin de deyin ki: Biz, senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını hemen bizimle birlikte gönder; onlara eziyet etme! Biz, senin Rabbinden bir âyet getirdik. Kurtuluş, hidayete uyanlarındır.

Harun Yıldırım