TÂHÂ SURESİ 88. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 135 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır.
فَأَخْرَجَ لَهُمْ عِجْلًا جَسَدًا لَهُ خُوَارٌ فَقَالُوا هَذَا إِلَهُكُمْ وَإِلَهُ مُوسَى فَنَسِيَ ﴿٨٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe
ahrace
lehum
ıclen
ceseden
lehu
huvârun
fe
kâlû
hâzâ
ilâhu-kum
ve ilâhu
mûsâ
fe
nesiye
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | böylece |
ahrace | çıkardı |
lehum | onlar için, onlara |
ıclen | bir buzağı |
ceseden | ceset, heykel |
lehu | onun için, ona, o |
huvârun | böğüren |
fe | o zaman, böylece |
kâlû | dediler |
hâzâ | bu |
ilâhu-kum | sizin ilâhınız |
ve ilâhu | ve ilâh |
mûsâ | Musa |
fe | artık, fakat |
nesiye | o unuttu |
Böylece onlar için (ortaya) böğüren bir buzağı heykeli çıkardı. Ve onlara (Samiri ve taraftarları): “Bu, sizin ilâhınız ve Musa’nın da ilâhı, fakat o unuttu.” dediler.
TÂHÂ SURESİ 88. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Derken o, ahali için böğürme marifeti olan bir buzağı heykeli döküp çıkardı. Samirî ve arkadaşları: "İşte bu, sizin de, Mûsâ’nın da tanrısıdır, ama Mûsâ bunu unuttu!" dediler.
Suat Yıldırım