TÂHÂ SURESİ 96. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 135 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır.
قَالَ بَصُرْتُ بِمَا لَمْ يَبْصُرُوا بِهِ فَقَبَضْتُ قَبْضَةً مِّنْ أَثَرِ الرَّسُولِ فَنَبَذْتُهَا وَكَذَلِكَ سَوَّلَتْ لِي نَفْسِي ﴿٩٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
kâle
basurtu
bi mâ
lem yabsurû
bi-hî
fe
kabadtu
kabdaten
min eseri
er resûli
fe
nebeztu-hâ
ve kezâlike
sevvelet
lî nefsî
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kâle | dedi |
basurtu | ben gördüm |
bi mâ | şeyleri |
lem yabsurû | görmediler |
bi-hî | ona, onu |
fe | o zaman, böylece |
kabadtu | avuçladım, aldım |
kabdaten | bir avuç |
min eseri | izinden |
er resûli | resûl, elçi |
fe | sonra |
nebeztu-hâ | onu attım |
ve kezâlike | ve işte böyle, böylece |
sevvelet | güzel göründü |
lî nefsî | nefsime, bana |
(Samiri): “Ben, onların görmediği şeyi gördüm. Resûl’ün (Cebrail A.S’ın) izinden (ayağının bastığı yerdeki topraktan) bir avuç aldım. Sonra da onu (erimiş madenin içine) attım. Ve böylece (bu), nefsime (bana) güzel göründü.” dedi.
TÂHÂ SURESİ 96. Ayeti Suat Yıldırım Meali
"Ben," dedi, onların görmedikleri bir şeyi gördüm. O resul’ün izinden bir avuç toprak alıp onu potanın içine attım. İşte böylece nefsim böyle yapmayı bana hoş gösterdi."
Suat Yıldırım