TÂHÂ SURESİ 97. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Mekke döneminde inmiştir. 135 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır.
قَالَ فَاذْهَبْ فَإِنَّ لَكَ فِي الْحَيَاةِ أَن تَقُولَ لَا مِسَاسَ وَإِنَّ لَكَ مَوْعِدًا لَّنْ تُخْلَفَهُ وَانظُرْ إِلَى إِلَهِكَ الَّذِي ظَلْتَ عَلَيْهِ عَاكِفًا لَّنُحَرِّقَنَّهُ ثُمَّ لَنَنسِفَنَّهُ فِي الْيَمِّ نَسْفًا ﴿٩٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
(nuharrike enne-hu) summe le nensifenne-hu
(nensife enne-hu) fî el yemmi nesfen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kâle | dedi |
fezheb (fe izheb) | artık git |
fe | o zaman, artık |
inne | muhakkak |
leke | senin için, sana, sen |
fî el hayâti | hayatta |
en tekûle | senin söylemen, demen |
lâ misâse | dokunmayın |
ve inne | ve muhakkak |
leke | senin için, sana |
mev'ıden | vaadedilen |
len tuhlefe-hu | asla hilâf olunmayacak, vazgeçilmeyecek |
vanzur (ve unzur) | ve bak |
ilâ ilâhi-ke | senin ilâhına |
ellezî | ki o |
zalte | sen ısrar ettin |
aleyhi | ona |
âkifen | kendini vakfeden, bağlı olan |
le nuharrikanne-hu
(nuharrike enne-hu) |
onu biz mutlaka, elbette yakacağız |
summe | sonra |
le nensifenne-hu
(nensife enne-hu) |
onu mutlaka, elbette savuracağız, toz haline getirip atacağız |
fî el yemmi | denizde, denize |
nesfen | toz haline getirerek, savurarak |
(Musa A.S): “Artık git! Senin için (söz konusu olan), bütün hayatın boyunca “(bana) dokunmayın” demendir. Muhakkak ki senin için asla vazgeçilmeyecek bir vaad (ceza) vardır. Ve ona, ısrarla kendini vakfettiğin (taptığın) ilâhına bak! Onu mutlaka yakacağız. Sonra da elbette onu, toz haline getirerek (küllerini) savurup denize atacağız.” dedi.
TÂHÂ SURESİ 97. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
(Hz. Mûsa ona şöyle) dedi: “- Haydi çekil git. Çünkü senin için hayat boyunca; benimle temas yok” diye söylemen ve (yalnız başına vahşice yaşamaya mahkûm kalacaksın). Hem sana (Kıyamet günü) bir ceza var ki, asla ondan kurtarılamıyacaksın. Bir de ibadet edip durduğun ilâh’ına bak, elbette biz onu yakacağız, sonra da kül edib muhakkak onu denize savuracağız.
Ali Fikri Yavuz