Medine döneminde inmiştir. 12 âyettir. Sûre, adını Hz. Peygamber’in, helâl olan bir şeyi kendisine haram kıldığından söz eden ve “Tahrîm Âyeti” diye adlandırılan birinci âyetten almıştır. Tahrîm, haram kılmak demektir.


وَإِذْ أَسَرَّ النَّبِيُّ إِلَى بَعْضِ أَزْوَاجِهِ حَدِيثًا فَلَمَّا نَبَّأَتْ بِهِ وَأَظْهَرَهُ اللَّهُ عَلَيْهِ عَرَّفَ بَعْضَهُ وَأَعْرَضَ عَن بَعْضٍ فَلَمَّا نَبَّأَهَا بِهِ قَالَتْ مَنْ أَنبَأَكَ هَذَا قَالَ نَبَّأَنِيَ الْعَلِيمُ الْخَبِيرُ ﴿٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve iz eserra en nebiyyu ilâ ba'dı ezvâci-hî hadîsen fe lemmâ nebbeet bi-hî ve azhera-hu allâhu aleyhi arrefe ba'da-hu ve a'rada an ba'din fe lemmâ nebbee-hâ bi-hî kâlet men enbee-ke hâzâ kâle nebbeeniye (nebbee-nî) el alîmu el habîru
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve iz ve olmuştu
eserra sır verdi, gizlice söyledi
en nebiyyu peygamber
ilâ ba'dı bazısına
ezvâci-hî onun zevceleri, eşleri
hadîsen söz
fe lemmâ ... olunca, olduğu zaman
nebbeet haber verdi
bi-hî onu
ve azhera-hu ve onu zahir kıldı, izhar etti, bildirdi
allâhu Allah
aleyhi ona
arrefe tanıttı, bildirdi, anlattı
ba'da-hu onun bir kısmı, bazısı
ve a'rada ve yüz çevirdi, vazgeçti
an ba'din bazısından
fe lemmâ ... olunca, olduğu zaman
nebbee-hâ onu haber verdi
bi-hî onu, ona
kâlet dedi
men kim
enbee-ke sana haber verdi
hâzâ bu, bunu
kâle dedi
nebbeeniye (nebbee-nî) bana haber verdi
el alîmu en iyi bilen
el habîru habîr olan, herşeyden haberdar olan

Nebî, bazı zevcelerine sır olan bir sözü gizlice söylemişti. Fakat onu (o sırrı) başkasına haber verince Allah, ona (durumu) izhar etti (peygamberine bildirdi). (Nebî de) bazısını açıkladı ve bazısını (bildirmekten) vazgeçti. Ona (zevcesine) onu (bunu bildiğini) haber verdiği zaman, (zevcesi): “Bunu sana kim haber verdi?” dedi. (Nebî): “Bana Alîm (en iyi bilen) ve Habîr (herşeyden haberdar) olan bildirdi.” dedi.

TAHRÎM SURESİ 3. Ayeti Ali Bulaç Meali

Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu açığa vurunca, o da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki: "Bunu sana kim haber verdi?" O da: "Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan (Allah) haber verdi" demişti.

Ali Bulaç