TAHRÎM SURESİ 8. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Medine döneminde inmiştir. 12 âyettir. Sûre, adını Hz. Peygamber’in, helâl olan bir şeyi kendisine haram kıldığından söz eden ve “Tahrîm Âyeti” diye adlandırılan birinci âyetten almıştır. Tahrîm, haram kılmak demektir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى اللَّهِ تَوْبَةً نَّصُوحًا عَسَى رَبُّكُمْ أَن يُكَفِّرَ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ يَوْمَ لَا يُخْزِي اللَّهُ النَّبِيَّ وَالَّذِينَ آمَنُوا مَعَهُ نُورُهُمْ يَسْعَى بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ﴿٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yâ eyyuhâ | ey! |
ellezîne âmenû | âmenû olanlar |
tûbû | tövbe edin |
ilâ allâhi | Allah'a |
tevbeten nasûhan | nasuh tövbesi |
asâ | olur ki, umulur ki |
rabbu-kum | Rabbiniz |
en yukeffira | örtmesi (mastar) |
an-kum | sizden |
seyyiâti-kum | kötülükleriniz, günahlarınız |
ve yudhile-kum | ve sizi dahil eder, koyar |
cennâtin | cennetler |
tecrî | akar |
min tahti-hâ | onun altından |
el enhâru | nehirler |
yevme | o gün |
lâ yuhzî | rüsva ve rezil etmez |
allâhu | Allah |
en nebiyye | peygamber |
ve ellezîne âmenû | ve âmenû olanlar |
mea-hu | onunla beraber |
nûru-hum | onların nurları |
yes'â | koşar |
beyne eydî-him | onların elleri arasında, önlerinde |
ve bi eymâni-him | ve onların sağlarında |
yekûlûne | derler |
rabbe-nâ | Rabbimiz |
etmim | tamamla |
lenâ | bize |
nûra-nâ | nurumuz |
ve igfir-lenâ | ve bizi mağfiret et (günahlarımızı sevaba çevir) |
inne-ke | muhakkak ki sen |
alâ kulli şey'in | herşeye |
kadîrun | kaadir, gücü yeten |
Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler)! Allah’a Nasuh Tövbesi ile tövbe edin! Umulur ki Rabbiniz, sizin günahlarınızı örter ve sizi altından nehirler akan cennetlere koyar. O gün Allah, nebîleri ve O’nunla beraber olanları mahzun etmez. Onların nurları, önlerinde ve sağlarında koşar. “Rabbimiz, bizim nurumuzu tamamla ve bize mağfiret et (günahlarımızı sevaba çevir). Muhakkak ki Sen, herşeye kaadirsin.” derler.
TAHRÎM SURESİ 8. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Siz ey iman edenler! Samimi bir kalp ile tevbe ederek içten bir sadakatle Allah'a yönelin! Umulur ki Rabbiniz günahlarınızı örter ve Allah'ın peygamber ve ona katılarak iman edenleri mahcup etmeyeceği o gün, sizi zemininden ırmakların çağladığı cennetlere koyar: Onlar önlerinden ve sağlarından ışık saçarlar ve şöyle dua ederler: "Rabbimiz! Nurumuzu tamamla ve bizi bağışla: çünkü sen her şeye kadirsin!
Mustafa İslamoğlu