Medine döneminde inmiştir. 18 âyettir. Sûre, adını 9. âyette geçen “et-Teğâbun” kelimesinden almıştır. Teğâbun, aldanma demektir. İnanmayanların aldanışları, Kıyamet gününde açıkça ortaya çıkacağı için bugüne “Yevmü’t-Teğâbun (aldanma günü)” denmiştir.


وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ خَالِدِينَ فِيهَا وَبِئْسَ الْمَصِيرُ ﴿١٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve ellezîne keferû ve kezzebû bi âyâti-nâ ulâike ashâbu en nâri hâlidîne fî-hâ ve bi'se el masîru
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ellezîne ve onlar, ... olanlar
keferû inkâr ettiler
ve kezzebû ve yalanladılar
bi âyâti-nâ âyetlerimizi
ulâike işte onlar
ashâbu en nâri ateş halkı, ateş ehli
hâlidîne ebediyyen kalacak olanlar
fî-hâ orada, onun içinde
ve bi'se ve (ne) kötü
el masîru varış yeri, ulaşılacak yer, ulaşılan yer

Âyetlerimizi inkâr edenler ve yalanlayanlar; işte onlar, ateş ehlidirler, orada (cehennemde) ebediyyen kalacak olanlardır. Ve (o) ne kötü varış yeri (ulaşılacak yer).

TEGÂBUN SURESİ 10. Ayeti Ahmed Hulusi Meali

İnkâr edip varlıklarında mevcut işaretlerimizi yalanlayanlara gelince; işte onlar, içinde sonsuza dek kalmak üzere ateş ehlidirler! Ne kötü dönüş yeridir!

Ahmed Hulusi