TEGÂBUN SURESİ 16. Ayeti Ali Ünal Meali
Medine döneminde inmiştir. 18 âyettir. Sûre, adını 9. âyette geçen “et-Teğâbun” kelimesinden almıştır. Teğâbun, aldanma demektir. İnanmayanların aldanışları, Kıyamet gününde açıkça ortaya çıkacağı için bugüne “Yevmü’t-Teğâbun (aldanma günü)” denmiştir.
فَاتَّقُوا اللَّهَ مَا اسْتَطَعْتُمْ وَاسْمَعُوا وَأَطِيعُوا وَأَنفِقُوا خَيْرًا لِّأَنفُسِكُمْ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ ﴿١٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | artık |
ittekû | takva sahibi olun |
allâhe | Allah'a |
mâ | şey, ne, kadar |
isteta'tum | sizin gücünüz yetti, yapabildiniz |
ve ismeû | ve dinleyin |
ve etîû | ve itaat edin |
ve enfikû | ve infâk edin, verin |
hayran | hayır olarak |
li enfusi-kum | nefsiniz için, kendiniz için |
ve men yûka | ve kim korursa, sakındırırsa |
şuhha nefsi-hî | nefsinin cimriliği |
fe | o taktirde |
ulâike | işte onlar |
hum el muflihûne | onlar felâha erenlerdir |
Artık Allah’a karşı gücünüzün yettiği kadar (en üst seviyede) takva sahibi olun. Dinleyin ve itaat edin! Ve kendiniz için hayır olarak infâk edin (verin). Ve kim nefsinin cimriliğinden kendini korursa (sakındırırsa), o taktirde işte onlar; onlar felaha (kurtuluşa) erenlerdir.
TEGÂBUN SURESİ 16. Ayeti Ali Ünal Meali
Bu sebeple, Allah’a karşı gönülden saygılı olun ve O’na karşı gelmekten, dolayısıyla O’nun azabından ne kadar sakınabilirseniz o kadar sakının; (size anlatılana ve emredilene) kulak verin, itaat edin ve kendi hayrınıza olarak (Allah yolunda ve muhtaçlar için) infakta bulunun. Kim nefsinin hırsına ve cimriliğine karşı korunursa, onlardır gerçekten kurtuluşa erenler ve gerçek mazhariyet sahipleri.
Ali Ünal