TEVBE SURESİ 101. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.
وَمِمَّنْ حَوْلَكُم مِّنَ الأَعْرَابِ مُنَافِقُونَ وَمِنْ أَهْلِ الْمَدِينَةِ مَرَدُواْ عَلَى النِّفَاقِ لاَ تَعْلَمُهُمْ نَحْنُ نَعْلَمُهُمْ سَنُعَذِّبُهُم مَّرَّتَيْنِ ثُمَّ يُرَدُّونَ إِلَى عَذَابٍ عَظِيمٍ ﴿١٠١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve mimmen (min men) | ve o kimselerden |
havle-kum | sizin etrafınızda |
min el a'râbi | ve bedevî (göçebe) Araplar'dan |
munâfikûne | münafıklar |
ve min ehle el medîneti | ve şehir (Medine) halkından |
meredû | adet edinmiş, alışmış olanlar |
alâ en nifâkı | nifak üzerinde olma |
lâ ta'lemu-hum | onları sen bilmezsin |
nahnu | biz |
na'lemu-hum | onları biz biliriz |
se nuazzibu-hum | onları azaplandıracağız |
merrateyni | iki kere |
summe | sonra |
yuraddûne | döndürülecekler, çevrilecekler |
ilâ azâbin azîmin | büyük azaba |
Ve sizin etrafınızda olan bedevî Araplar’dan, münafık olanlar ve şehir halkından nifak üzerinde olmaya alışmış olanlar var. Onları, sen bilmezsin. Onları, Biz biliriz. Onları, iki kere azaplandıracağız sonra (onlar), azîm (büyük) azaba döndürülecekler.
TEVBE SURESİ 101. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Hem Bedevîlerden etrafınızda münafıklar var, hem de Medine halkından ikiyüzlülükte ısrarlı hünerli kimseler var. . . Sen onları bilmezsin; Biz biliriz. . . Biz onlara iki kere azap yaşatacağız. . . Sonra da en büyük azaba döndürülürler!
Ahmed Hulusi