TEVBE SURESİ 107. Ayeti Ali Ünal Meali
Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.
وَالَّذِينَ اتَّخَذُواْ مَسْجِدًا ضِرَارًا وَكُفْرًا وَتَفْرِيقًا بَيْنَ الْمُؤْمِنِينَ وَإِرْصَادًا لِّمَنْ حَارَبَ اللّهَ وَرَسُولَهُ مِن قَبْلُ وَلَيَحْلِفَنَّ إِنْ أَرَدْنَا إِلاَّ الْحُسْنَى وَاللّهُ يَشْهَدُ إِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ ﴿١٠٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve ellezîne ettehazû | ve onlar ... edindiler |
mesciden | bir mescid |
dırâran | zarar vermek için |
ve kufran | ve küfür için, küfrü kuvvetlendirmek için |
ve tefrîkan | ve tefrika yapmak, ayırmak, insanları gruplara bölmek için |
beyne el mu'minîne | mü'minlerin arasını |
ve irsâden | ve gözlemek, beklemek |
li men hârabe allâhe | Allah'a karşı savaşan (harbeden) kişiyi |
ve resûle-hu | ve onun resûlü |
min kablu | önceden, daha önce |
ve le yahlifunne | ve mutlaka yemin ederler |
in ered-nâ illâ | biz ancak, sadece ... isteriz |
el husnâ | iyilikler, güzellikler |
vallâhu | ve Allah |
yeşhedu | şahitlik eder |
inne-hum | onların ... olduğu |
le kâzibûne | kesinlikle yalancılar |
Ve onlar, zarar vermek, küfrü (kuvvetlendirmek) ve mü’minlerin arasını açmak ve daha önce Allah ve Resûl'üne karşı harbeden (savaşan) kişiyi beklemek (gözlemek) için bir mescid edindiler (mescidi dirar). Ve mutlaka: “Biz ancak iyilikler (güzellikler) isteriz.” diye yemin ederler. Ve Allah, onların kesinlikle yalancılar olduğuna şahitlik eder.
TEVBE SURESİ 107. Ayeti Ali Ünal Meali
Münafıklardan bir grup, İslâm’a ve Müslümanlara zarar vermek, küfre destek olmak, mü’minlerin arasına tefrika sokmak ve daha önce Allah’a ve Rasûlü’ne karşı harp ilan etmiş bulunan adamın gelip kendilerine katılmasını beklemek maksadıyla, (aslında bir üs olarak kullandıkları) bir mescit yaptılar. Fakat onlar hiç şüpheniz olmasın, “Bu mescidi yapmaktaki maksadımız, iyilikten başka bir şey değildir.” diye yemin de ederler. Ama Allah şahittir ki, onlar kesinlikle yalancıdırlar.
Ali Ünal