Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


لاَ يَزَالُ بُنْيَانُهُمُ الَّذِي بَنَوْاْ رِيبَةً فِي قُلُوبِهِمْ إِلاَّ أَن تَقَطَّعَ قُلُوبُهُمْ وَاللّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ ﴿١١٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

lâ yezâlu bunyânu-hum ellezî benev rîbeten fî kulûbi-him illâ en tekattaa kulûbu-hum vallâhu (ve allâhu) alîmun hakîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
lâ yezâlu zail olmaz, devam eder
bunyânu-hum ellezî onların binası ki onu
benev inşa ettiler
rîbeten bir şüphe, bir nifak olarak
fî kulûbi-him onların kalplerinde
illâ ancak, yalnız, oluncaya kadar
en tekattaa parçalanmak
kulûbu-hum onların kalpleri
vallâhu (ve allâhu) ve Allah
alîmun en iyi bilen
hakîmun hakîm, hüküm ve hikmet sahibi

Onların yapmış oldukları bina, kalplerinde, kalpleri parçalanana kadar, bir nifak ve şüphe olarak devam edecek (zail olmayacak). Ve Allah; Alîm (en iyi bilen)''dir, Hakîm (hüküm veren ve hikmet sahibi)''dir.

TEVBE SURESİ 110. Ayeti Ali Ünal Meali

Münafıkların (fitne ve nifak temelleri üzerine) kurdukları bütün yapılar (sistemleri, planları, hayatları) ve (bu arada) yaptıkları o bina, (sürekli endişe ve korku içinde krizden krize sürüklenen) kalbleri paramparça oluncaya dek kalblerinde hep bir ukde, telaş ve endişe sebebi olarak kalacaktır. Allah, (her şeyi, bu arada onların hallerini, düzenlerini) hakkıyla bilendir; her hüküm ve icraatında, (dolayısıyla münafıklarla ve onlara nasıl davranılmasıyla ilgili irşadında) pek çok hikmetler bulunandır.

Ali Ünal