Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


وَمَا كَانَ اسْتِغْفَارُ إِبْرَاهِيمَ لِأَبِيهِ إِلاَّ عَن مَّوْعِدَةٍ وَعَدَهَا إِيَّاهُ فَلَمَّا تَبَيَّنَ لَهُ أَنَّهُ عَدُوٌّ لِلّهِ تَبَرَّأَ مِنْهُ إِنَّ إِبْرَاهِيمَ لأوَّاهٌ حَلِيمٌ ﴿١١٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve mâ kâne istigfâru ibrâhîme li ebî-hi illâ an mev'ıdetin vaade-hâ iyyâ-hu fe lemmâ tebeyyene lehu enne-hu aduvvun li allâhi teberree min-hu inne ibrâhîme le evvâhun halîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve mâ kâne istigfâru ve bağışlanma, mağfiret dilemesi olmaz, olamaz
ibrâhîme İbrâhîm
li ebî-hi babası için
illâ yalnız, sadece
an mev'ıdetin vaadden, vaadedilenden dolayı
vaade-hâ ona vaadetti
iyyâ-hu yalnız ona
fe lemmâ artık, olunca
tebeyyene açığa çıktı, belli oldu
lehu ona
enne-hu onun, ... olduğu
aduvvun düşman
li allâhi Allah'a
teberree uzaklaştı, berî oldu
min-hu ondan
inne ibrâhîme muhakkak İbrâhîm
le evvâhun muhakkak, gerçekten çok üzülen, yüreği çok sızlayan, çok yalvaran
halîmun çok merhametli ve çok yumuşak kalpli

Ve İbrâhîm’in babası için mağfiret dilemesi olamaz (olmaz). Yalnız ona vaadettiği vaad hariç. Fakat onun (babasının), Allah’ın düşmanı olduğu, ona belli olduğu (beyan edildiği) zaman, ondan uzaklaştı. İbrâhîm muhakkak ki evvah (yüreği çok sızlayan)tır, halîm (çok merhametli)dir.

TEVBE SURESİ 114. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali

İbrahim'in babası için istiğfarda bulunması ise ancak ona yapmış olduğu bir vaadden dolayı idi. Vaktâ ki onun Allah için bir düşman olduğu kendisine tebeyyün etti. Hemen ondan berî oldu. Şüphe yok ki, İbrahim elbette çok ah vah eden yumuşak tâbiatlı bir zât idi.

Ömer Nasuhi Bilmen