Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


إِنَّ اللّهَ لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ يُحْيِي وَيُمِيتُ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللّهِ مِن وَلِيٍّ وَلاَ نَصِيرٍ ﴿١١٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

inne allâhe lehu mulku es semâvâti ve el ardı yuhyî ve yumîtu ve mâ lekum min dûni allâhi min veliyyin ve lâ nasîrin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
inne allâhe muhakkak ki Allah
lehu onun
mulku es semâvâti semaların (göklerin) mülkü, idaresi, saltanatı
ve el ardı ve yerin, yeryüzü
yuhyî diriltir, yaşatır, hayat verir
ve yumîtu ve öldürür
ve mâ ve yoktur
lekum sizin için
min dûni allâhi Allah'tan başka
min veliyyin bir velî, bir dost
ve lâ ve yoktur
nasîrin bir yardımcı

Semaların ve yerin mülkü muhakkak ki; Allah’ındır. Yaşatır (hayat verir) ve öldürür. Sizin için Allah’tan başka bir dost ve bir yardımcı yoktur.

TEVBE SURESİ 116. Ayeti Ali Ünal Meali

Allah ki, göklerin ve yerin (ve bu ikisinde bulunan bütün varlıkların) mutlak mülkiyet ve hakimiyeti O’na aittir. Hayatı O verir, ölümü de O verir. Sizin için Allah’ tan başka ne işlerinizi kendisine havale edeceğiniz bir vekil, bir koruyucu, bir sahip, ne de bir yardımcı vardır.

Ali Ünal