TEVBE SURESİ 122. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.
وَمَا كَانَ الْمُؤْمِنُونَ لِيَنفِرُواْ كَآفَّةً فَلَوْلاَ نَفَرَ مِن كُلِّ فِرْقَةٍ مِّنْهُمْ طَآئِفَةٌ لِّيَتَفَقَّهُواْ فِي الدِّينِ وَلِيُنذِرُواْ قَوْمَهُمْ إِذَا رَجَعُواْ إِلَيْهِمْ لَعَلَّهُمْ يَحْذَرُونَ ﴿١٢٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve mâ kâne | ve olmaz (uygun olmaz), gerekmez |
el mu'minûne | mü'minler |
li yenfirû | sefere çıkması, cihada çıkmaları |
kâffeten | bütün, hepsi |
fe | böylece |
lev | eğer, ... olsa |
lâ nefere | sefere çıkmaz |
min kulli | hepsinden, herbirinden, bütün |
firkatin | fırka, topluluk |
min-hum | onlardan |
tâifetun | bir grup |
li yetefekkahû | çok iyi fıkıh etsinler |
fî ed dîni | dîn hakkında, dîni |
ve li yunzirû | ve uyarmaları, inzar etmeleri için |
kavme-hum | kavimlerini |
izâ receû | geri döndükleri zaman |
ileyhim | onlara |
lealle-hum | umulur ki böylece onlar |
yahzerûne | hazer ederler, çekinirler |
Mü’minlerin hepsinin birden sefere çıkması gerekmez (uygun olmaz). Böylece, her fırkadan bir grup sefere çıkmayıp, kendi kavimlerini, onlara geri döndükleri zaman, onları inzar etmeleri (uyarmaları) için, dîni çok iyi fıkıh etsinler! Böylece onlar hazer ederler (Allah’tan çekinirler).
TEVBE SURESİ 122. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Bununla beraber müminlerin hepsinin top yekün sefere çıkmaları uygun değildir. Öyleyse her topluluktan büyük kısmı savaşa çıkarken, bir takım da din hususunda sağlam bilgi sahibi olmak, dinî hükümleri öğrenmek için çalışmalı ve savaşa çıkanlar geri döndüklerinde kötülüklerden sakınmaları ümidiyle, onları uyarmalıdır.
Suat Yıldırım