TEVBE SURESİ 127. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.
وَإِذَا مَا أُنزِلَتْ سُورَةٌ نَّظَرَ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ هَلْ يَرَاكُم مِّنْ أَحَدٍ ثُمَّ انصَرَفُواْ صَرَفَ اللّهُ قُلُوبَهُم بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لاَّ يَفْقَهُون ﴿١٢٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
(ba'du-hum ilâ ba'din) hel yerâ-kum min ehadin summe insarafû sarafa allâhu kulûbe-hum bi enne-hum kavmun lâ yefkahûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve îzâ mâ unzilet | ve bir şey indirildiği zaman |
sûretun | bir sure, bir sure olarak |
nazara | baktı, bakar |
ba'du-hum | onların bazıları |
ilâ ba'din
(ba'du-hum ilâ ba'din) |
bazısına
: (onlar birbirlerine) |
hel yerâ-kum | sizi gören var mı |
min ehadin | biri, bir kimse, birisi |
summe | sonra |
insarafû | döndüler (dönerler, giderler) |
sarafa allâhu | Allah çevirdi |
kulûbe-hum | onların kalplerini |
bi enne-hum | onların ... olmaları sebebiyle |
kavmun | bir kavim, topluluk |
lâ yefkahûne | fıkıh etmezler |
Ve sure olarak bir şey indirildiği zaman: “Sizi gören bir kimse var mı?” diye onlar birbirlerine bakarlar sonra giderler. Allah, onların kalplerini, fıkıh etmeyen bir kavim olmaları sebebiyle çevirdi.
TEVBE SURESİ 127. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Öyle ki, ne zaman bir sûre indirilse, “Kalplerinizde olanı bilebilecek veya sizi görecek biri mi var?” der gibi birbirlerine bakıyor, sonra da sıvışıp gidiyorlar. Gerçekleri kavrayamayacak bir topluluk olmalarından dolayı Allah, onların kalplerini haktan ve imandan çevirmiştir.
Abdullah Parlıyan