Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


فَإِن تَوَلَّوْاْ فَقُلْ حَسْبِيَ اللّهُ لا إِلَهَ إِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ ﴿١٢٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe in tevellev fe kul hasbiye allâhu lâ ilâhe illâ huve aleyhi tevekkeltu ve huve rabbu el arşi el azîmi
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe in bundan sonra, eğer
tevellev yüz çevirirler, dönerler
fe kul o zaman de (ki)
hasbiye allâhu Allah bana yeter (kâfidir)
lâ ilâhe ilâh yoktur
illâ huve ondan başka
aleyhi ona
tevekkeltu ben tevekkül ettim (güvendim)
ve huve ve O
rabbu el arşi el azîmi azîm (büyük) arşın Rabbi

Bundan sonra eğer onlar dönerlerse, o zaman onlara şöyle de: “Bana, Allah yeter (kâfidir), O’ndan başka ilâh yoktur. Ben, Allah’a tevekkül ettim (güvendim). Ve O, azîm arşın Rabbidir.”

TEVBE SURESİ 129. Ayeti Ali Ünal Meali

(Ey Rasûlüm! Sen böyle onların üzerine titrerken) onlar halâ senden ve yolundan yüz çevirecek olurlarsa de ki: “Bana (yardımcı ve destekçi olarak) Allah kâfidir. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben O’na dayandım, O’na güvendim ve O, (bütün kâinatın, bütün varlıkların idare merkezi olan) Büyük Arş’ın Rabbi, (bütün kâinatın mutlak Sultanı, bütün varlıkların yegâne sığınağı, besleyip yaşatanı, koruyup gözetenidir).”

Ali Ünal