Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


أَمْ حَسِبْتُمْ أَن تُتْرَكُواْ وَلَمَّا يَعْلَمِ اللّهُ الَّذِينَ جَاهَدُواْ مِنكُمْ وَلَمْ يَتَّخِذُواْ مِن دُونِ اللّهِ وَلاَ رَسُولِهِ وَلاَ الْمُؤْمِنِينَ وَلِيجَةً وَاللّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ ﴿١٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

em hasibtum en tutrekû ve lemmâ ya'lemi allâhu ellezîne câhedû min-kum ve lem yettehızû min dûni allâhi ve lâ resûli-hî ve lâ el mu'minîne velîceten ve allâhu habîrun bi mâ ta'melûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
em yoksa
hasibtum siz hesap ettiniz, zannettiniz
en tutrekû terkedileceğinizi, bırakılacağınızı
ve lemmâ ve başka dışında, buna rağmen
ya'lemi allâhu Allah bilir
ellezîne câhedû cihad eden kimseler
min-kum sizden
ve lem yettehızû ve ittihaz etmezler (edinmezler)
min dûni allâhi Allah'tan başkası
ve lâ resûli-hî ve onun resûlünün dışında, onun resûlünden başka
ve lâ el mu'minîne ve mü'minlerin dışında, mü'minlerden başka
velîceten dost, sırdaş
ve allâhu ve Allah
habîrun haberdar, haberi olan
bi mâ ta'melûne yaptığınız şeylerden

Yoksa siz Allah’ın, sizden savaşanları ve Allah’tan ve O’nun Resûl'ünden ve mü’minlerden başkasını dost edinmeyenleri bilmesine rağmen, bırakılacağınızı mı sandınız? Ve Allah, yaptığınız şeylerden haberdardır.

TEVBE SURESİ 16. Ayeti Süleyman Ateş Meali

Yoksa siz, Allâh içinizden cihâd eden ve Allah'tan, Elçisinden ve mü'minlerden başkasını kendisine sırdaş edinmeyenleri bilmeden, bırakılacağınızı mı sandınız? Allâh yaptıklarınızı haber almaktadır.

Süleyman Ateş