Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


مَا كَانَ لِلْمُشْرِكِينَ أَن يَعْمُرُواْ مَسَاجِدَ الله شَاهِدِينَ عَلَى أَنفُسِهِمْ بِالْكُفْرِ أُوْلَئِكَ حَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ وَفِي النَّارِ هُمْ خَالِدُونَ ﴿١٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

mâ kâne li el muşrikîne en ya'murû mesâcide allâhi şâhidîne alâ enfusi-him bi el kufri ulâike habitat a'mâlu-hum ve fî en nâri hum hâlidûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
mâ kâne olmaz, olmadı
li el muşrikîne müşrikler için
en ya'murû imar etmeleri
mesâcide allâhi Allah'ın mescidleri
şâhidîne şahitler
alâ enfusi-him kendi nefsleri üzerine, kendilerine
bi el kufri küfre, inkâra
ulâike işte onlar
habitat boşa gitti, heba oldu
a'mâlu-hum onların amelleri
ve fî en nâri ve ateşin içinde, ateşte
hum onlar
hâlidûne ebedî kalacak olanlar

Müşriklerin, Allah’ın mescidlerini imar etmeleri olmaz. Kendilerinin (nefslerinin) küfürlerine (inkârlarına, kâfirliklerine) şahitler iken. İşte onların amelleri heba olmuştur. Ve onlar, ateşte ebedî kalacak olanlardır.

TEVBE SURESİ 17. Ayeti Suat Yıldırım Meali

Müşrikler, kendilerinin kâfirliğine bizzat kendileri şahit iken, Allah’ın mescidlerini mâmur etmeleri kabil değildir.Çünkü onların bütün yaptıkları boşa gitmiştir ve onlar ateşte daimi kalacaklardır.

Suat Yıldırım