TEVBE SURESİ 20. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.
الَّذِينَ آمَنُواْ وَهَاجَرُواْ وَجَاهَدُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ أَعْظَمُ دَرَجَةً عِندَ اللّهِ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ ﴿٢٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ellezîne âmenû
ve hâcerû
ve câhedû
fî sebîli allâhi
bi emvâli-him
ve enfusi-him
a'zamu
dereceten
inde allâhi
ve ulâike
hum el fâizûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ellezîne âmenû | âmenû olan kimseler |
ve hâcerû | ve hicret (göç) eden kimseler |
ve câhedû | ve cihad eden kimseler |
fî sebîli allâhi | Allah'ın yolunda |
bi emvâli-him | (onların) malları ile |
ve enfusi-him | ve (onların) nefsleri, canları |
a'zamu | en büyük |
dereceten | dereceler (vardır) |
inde allâhi | Allah'ın yanında, katında |
ve ulâike | ve işte onlar |
hum el fâizûne | onlar kurtuluşa erenler |
Âmenû olan ve hicret (göç) eden kimselerin, malları ve canları ile Allah yolunda cihad eden kimselerin, Allah’ın katında en büyük dereceleri vardır. Ve işte onlar, onlar kurtuluşa erenlerdir.
TEVBE SURESİ 20. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Ama inanan, zulüm ve kötülük diyarını terkeden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla her türlü çabayı gösteren kimselere gelince, Allah katında en yüksek dereceler onlarındır ve sonunda kazanacak olanlar da onlardır.
Abdullah Parlıyan