Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


الَّذِينَ آمَنُواْ وَهَاجَرُواْ وَجَاهَدُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ أَعْظَمُ دَرَجَةً عِندَ اللّهِ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ ﴿٢٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ellezîne âmenû ve hâcerû ve câhedû fî sebîli allâhi bi emvâli-him ve enfusi-him a'zamu dereceten inde allâhi ve ulâike hum el fâizûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ellezîne âmenû âmenû olan kimseler
ve hâcerû ve hicret (göç) eden kimseler
ve câhedû ve cihad eden kimseler
fî sebîli allâhi Allah'ın yolunda
bi emvâli-him (onların) malları ile
ve enfusi-him ve (onların) nefsleri, canları
a'zamu en büyük
dereceten dereceler (vardır)
inde allâhi Allah'ın yanında, katında
ve ulâike ve işte onlar
hum el fâizûne onlar kurtuluşa erenler

Âmenû olan ve hicret (göç) eden kimselerin, malları ve canları ile Allah yolunda cihad eden kimselerin, Allah’ın katında en büyük dereceleri vardır. Ve işte onlar, onlar kurtuluşa erenlerdir.

TEVBE SURESİ 20. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali

O zâtlar ki, imân ettiler ve muhâcerette bulundular ve Allah Teâlâ'nın yolunda mallarıyla, nefisleriyle cihada atıldılar. İnd-i İlâhide dereceleri pek büyüktür. Ve işte necâta erenler de onlardır.

Ömer Nasuhi Bilmen