Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


قُلْ إِن كَانَ آبَاؤُكُمْ وَأَبْنَآؤُكُمْ وَإِخْوَانُكُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ وَعَشِيرَتُكُمْ وَأَمْوَالٌ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَا أَحَبَّ إِلَيْكُم مِّنَ اللّهِ وَرَسُولِهِ وَجِهَادٍ فِي سَبِيلِهِ فَتَرَبَّصُواْ حَتَّى يَأْتِيَ اللّهُ بِأَمْرِهِ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ ﴿٢٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kul in kâne âbâu-kum ve ebnâu-kum ve ıhvânu-kum ve ezvâcu-kum ve aşîretu-kum ve emvâlun ıktereftumû-hâ ve ticâratun tahşevne kesâde-hâ ve mesâkinu terdavne-hâ ehabbe ileykum min allâhi ve resûli-hi ve cihâdin fî sebîli-hi fe terabbesû hattâ ye'tiye allâhu bi emri-hi vallâhu (ve allâhu) lâ yehdî el kavme el fâsikîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kul de (ki)
in kâne eğer oldu ise
âbâu-kum babalarınız
ve ebnâu-kum ve oğullarınız
ve ıhvânu-kum ve kardeşleriniz
ve ezvâcu-kum ve eşleriniz
ve aşîretu-kum ve aşiretiniz
ve emvâlun ıktereftumû-hâ ve kazandığınız, biriktirdiğiniz mallar
ve ticâratun ve ticaret
tahşevne korkuyorsunuz, korkarsınız
kesâde-hâ onun kesata uğraması, satışın durması
ve mesâkinu ve meskenler, evler
terdavne-hâ ondan razı olduğunuz, hoşunuza giden
ehabbe daha sevimli, daha sevgili
ileykum size
min allâhi Allah'tan
ve resûli-hi ve onun resûlü
ve cihâdin ve cihad
fî sebîli-hi onun yolunda
fe terabbesû artık bekleyin, gözetleyin
hattâ ye'tiye allâhu Allah getirinceye kadar
bi emri-hi onun emri, emrini
vallâhu (ve allâhu) ve Allah
lâ yehdî hidayete erdirmez
el kavme el fâsikîne fasıklar kavmi, topluluğu

De ki: “Şâyet babalarınız ve oğullarınız ve kardeşleriniz ve zevceleriniz ve aşiretiniz ve kazandığınız mallarınız, kesada uğramasından (satışının durmasından) korktuğunuz ticaret ve razı olduğunuz (hoşunuza giden) evler, Allah’tan ve O’nun Resûl'ünden ve O’nun (Allah’ın) yolunda cihad etmekten size daha sevgili ise artık Allah, emrini getirinceye kadar bekleyin. Ve Allah, fasıklar kavmini (topluluğunu) hidayete erdirmez.”

TEVBE SURESİ 24. Ayeti Ahmed Hulusi Meali

De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, elde ettiğiniz mallar, kesat gitmesinden korktuğunuz ticaret ve hoşlandığınız meskenler; size Allâh'tan, Rasûlünden ve O'nun yolunda cihattan daha sevimli ise, artık Allâh'ın hükmünün açığa çıkmasını bekleyin. . . Allâh fâsıklar (bilinçleri Hakk'a ve Din'e karşı körelmişler) topluluğuna hidâyet etmez. "

Ahmed Hulusi