Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


قَاتِلُواْ الَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَلاَ بِالْيَوْمِ الآخِرِ وَلاَ يُحَرِّمُونَ مَا حَرَّمَ اللّهُ وَرَسُولُهُ وَلاَ يَدِينُونَ دِينَ الْحَقِّ مِنَ الَّذِينَ أُوتُواْ الْكِتَابَ حَتَّى يُعْطُواْ الْجِزْيَةَ عَن يَدٍ وَهُمْ صَاغِرُونَ ﴿٢٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kâtilû ellezîne lâ yu'minûne bi allâhi ve lâ bi el yevmi el âhiri ve lâ yuharrimûne mâ harrame allâhu ve resûlu-hu ve lâ yedînûne dîne el hakkı min ellezîne ûtû el kitâbe hattâ yu'tû el cizyete an yedin ve hum sâgirûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kâtilû savaşın
ellezîne lâ yu'minûne inanmayan kimseler
bi allâhi Allah'a
ve lâ bi el yevmi el âhiri ve ahir gününe (inanmayan)
ve lâ yuharrimûne ve haram etmezler
mâ harrame allâhu Allah'ın haram kıldığı şeyi
ve resûlu-hu ve onun resûlü
ve lâ yedînûne ve dîn edinmezler
dîne el hakkı hak dîni
min ellezîne o kimselerden
ûtû el kitâbe kitap verilenler
hattâ yu'tû el cizyete cizye (vergi) verene kadar
an yedin ellerinden
ve hum ve onlar
sâgirûne küçük düşenler, alçalmış kimseler, boyun eğenler

Kitap verilenlerden, Allah’a ve yevm’il âhire (Allah’a ulaşma gününe) inanmayan kimselerle ve Allah’ın ve O’nun Resûl’ünün haram ettiğini haram etmeyenlerle ve hak dîni, dîn edinmeyenlerle, onlar küçük düşüp, cizyeyi elleriyle verinceye kadar savaşın.

TEVBE SURESİ 29. Ayeti Muhammed Esed Meali

(Ve) kendilerine (çok önceden) vahiy bahşedilmiş olduğu halde (gerçek anlamda) Allaha da, ahiret gününe de inanmayan, Allah ve Onun Elçisinin yasakladığını yasak saymayan, ve böylece (Allahın onlar için din olarak seçtiği) hak dini din olarak benimseyip ona uymayan kimselerle savaşın; ta ki, (savaş yoluyla) baş eğdirilip kendi elleriyle bağışıklık vergisi ödeyinceye kadar.

Muhammed Esed