Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّ كَثِيرًا مِّنَ الأَحْبَارِ وَالرُّهْبَانِ لَيَأْكُلُونَ أَمْوَالَ النَّاسِ بِالْبَاطِلِ وَيَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ اللّهِ وَالَّذِينَ يَكْنِزُونَ الذَّهَبَ وَالْفِضَّةَ وَلاَ يُنفِقُونَهَا فِي سَبِيلِ اللّهِ فَبَشِّرْهُم بِعَذَابٍ أَلِيمٍ ﴿٣٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

yâ eyyuhâ ellezîne âmenû inne kesîran min el ahbâri ve er ruhbâni le ye'kulûne emvâle en nâsi bi el bâtıli ve yasuddûne an sebîli allâhi ve ellezîne yeknizûne ez zehebe ve el fıddate ve lâ yunfikûne-hâ fî sebîli allâhi fe beşşir-hum bi azâbin elîmin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
yâ eyyuhâ ey
ellezîne âmenû âmenû olanlar
inne muhakkak ki
kesîran çoğu
min el ahbâri yahudi âlimlerden, hahamlardan
ve er ruhbâni ve hrıstiyan rahipler
le ye'kulûne yerler
emvâle en nâsi insanların malları
bi el bâtıli bâtıl ile boş yere, haksız olarak
ve yasuddûne ve engellerler, alıkoyarlar, mani olurlar
an sebîli allâhi Allah'ın yolundan
ve ellezîne yeknizûne ve biriktiren, toplayan kimseler
ez zehebe altın
ve el fıddate ve gümüş
ve lâ yunfikûne-hâ ve onu infâk etmezler
fî sebîli allâhi Allah yolunda
fe artık
beşşir-hum onları müjdele, haber ver
bi azâbin elîmin elîm, acı azap ile

Ey âmenû olanlar (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenler)! Muhakkak ki; ahbarlardan (yahudi âlimlerden) ve ruhbanlardan (rahiplerden) çoğu, mutlaka insanların mallarını bâtılla (boş yere, haksız olarak) yerler ve Allah’ın yolundan engellerler (mani olurlar). Ve altın ve gümüşü biriktiren ve onu Allah yolunda infâk etmeyen kimseler; artık onlara elîm azabı haber ver.

TEVBE SURESİ 34. Ayeti Ali Ünal Meali

Ey iman edenler! Yahudi din bilginleri ve Hıristiyan rahiplerden pek çoğu, (menfaat karşılığı Kitab’ın hükümlerini değiştirmek, rüşvet almak, dini kazanç vasıtası yapmak gibi) haksız ve gayrı meşrû yollarla hiç şüphesiz halkın mallarını yemekte ve insanları Allah’ın yolundan alıkoymaktadırlar. Altını ve gümüşü biriktirip de onları Allah yolunda, (O’nun dinini yüceltmek ve muhtaçlara infak etmek suretiyle) harcamayanlar var ya: (ey Rasûlüm!) işte onları pek acı bir azapla müjdele.

Ali Ünal