Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


إِنَّمَا يَسْتَأْذِنُكَ الَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَارْتَابَتْ قُلُوبُهُمْ فَهُمْ فِي رَيْبِهِمْ يَتَرَدَّدُونَ ﴿٤٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

innemâ yeste'zinuke ellezîne lâ yu'minûne billâhi (bi allâhi) ve el yevmi el âhiri vertâbet (ve irtâbet) kulûbu-hum fe hum fî raybi-him yeteraddedûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
innemâ ancak, sadece, yalnız
yeste'zinuke senden izin ister
ellezîne lâ yu'minûne inanmayan kimseler, inanmayanlar
billâhi (bi allâhi) Allah'a
ve el yevmi el âhiri ve ahir güne
vertâbet (ve irtâbet) ve şüpheye düştü
kulûbu-hum onların kalpleri
fe hum o zaman, artık onlar
fî raybi-him şüpheleri içinde
yeteraddedûne tereddüt ederler, bocalarlar

Senden sadece Allah’a ve ahiret gününe inanmayanlar ve kalpleri şüpheye düşmüş olanlar izin isterler. Artık onlar, kendi şüpheleri içinde tereddüt ederler (bocalarlar).

TEVBE SURESİ 45. Ayeti Muhammed Esed Meali

Yalnızca, Allaha ve Ahiret Gününe (yürekten) inanmayanlar senden bağışıklık isterler; ve bir de kendilerini şüphe ve tereddüdün eline kaptırıp da kararsızlık içinde bir o yana bir bu yana gidip gelenler.

Muhammed Esed