Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


لَقَدِ ابْتَغَوُاْ الْفِتْنَةَ مِن قَبْلُ وَقَلَّبُواْ لَكَ الأُمُورَ حَتَّى جَاء الْحَقُّ وَظَهَرَ أَمْرُ اللّهِ وَهُمْ كَارِهُونَ ﴿٤٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

lekad ibtegû el fîtnete min kablu ve kallebû leke el umûre hattâ câe el hakku ve zahere emru allâhi ve hum kârihûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
lekad andolsun
ibtegû el fîtnete fitne çıkarmak istediler
min kablu daha önceden, daha önce
ve kallebû ve çevirdiler
leke sana
el umûre işler
hattâ oluncaya kadar
câe el hakku hak geldi
ve zahere ve ortaya çıktı, belli oldu, açığa çıktı
emru allâhi Allah'ın emri
ve hum ve onlar
kârihûne kerih gören, istemeyen kimseler

Andolsun ki; daha önce de fitne çıkarmak istediler ve hak gelinceye kadar sana (birtakım) işler çevirdiler. Ve onlar, kârihûn (kerih görenler) olmalarına rağmen (istememelerine rağmen) Allah’ın emri zahir oldu (açığa çıktı, belli oldu).

TEVBE SURESİ 48. Ayeti Ali Bulaç Meali

Andolsun, daha önce onlar fitne aramışlardı. Ve sana karşı birtakım işler çevirmişlerdi. Sonunda onlar, istemedikleri halde hak geldi ve Allah'ın emri ortaya çıkıp üstünlük sağladı.

Ali Bulaç