Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


وَمِنْهُم مَّن يَقُولُ ائْذَن لِّي وَلاَ تَفْتِنِّي أَلاَ فِي الْفِتْنَةِ سَقَطُواْ وَإِنَّ جَهَنَّمَ لَمُحِيطَةٌ بِالْكَافِرِينَ ﴿٤٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve min-hum men yekûlu'zen lî (yekûlu ezen lî) ve lâ teftin-nî e lâ fî el fitneti sekatû ve inne cehenneme le muhîtatun bi el kâfîrîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve min-hum ve onlardan
men kim, bir kimse
yekûlu'zen lî (yekûlu ezen lî) “bana izin ver” der
ve lâ teftin-nî ve beni fitneye düşürme
e lâ değil mi
fî el fitneti fitnenin içine, fitneye
sekatû düştüler
ve inne ve muhakkak ki
cehenneme cehennem
le muhîtatun mutlaka ihata edici, kuşatıcı
bi el kâfîrîne kâfirleri, inkâr edenleri

Ve onlardan biri: “Bana izin ver ve beni fitneye düşürme.” der. Onlar fitneye düşmüş değiller mi? Ve muhakkak ki; cehennem, kâfirleri mutlaka ihata edicidir (kuşatıcıdır).

TEVBE SURESİ 49. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali

Onlardan bana izin ver de bir muhâlefete, bir fitneye düşürme beni diyenler de var. Bil ki onlar, muhâlefetin tam içine düşmüşlerdir ve şüphe yok ki cehennem, kâfirleri muhakkak sûrette tamamıyla kavramış, kuşatmıştır.

Abdulbaki Gölpınarlı