Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


وَلَوْ أَنَّهُمْ رَضُوْاْ مَا آتَاهُمُ اللّهُ وَرَسُولُهُ وَقَالُواْ حَسْبُنَا اللّهُ سَيُؤْتِينَا اللّهُ مِن فَضْلِهِ وَرَسُولُهُ إِنَّا إِلَى اللّهِ رَاغِبُونَ ﴿٥٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve lev enne-hum radû mâ âtâ-hum allâhu ve resûlu-hu ve kâlû hasbu-nâ allâhu se yu'ti-nâ allâhu min fadli-hi ve resûlu-hu innâ ilâ allâhi râgıbûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve lev ve eğer
enne-hum gerçekten onlar
radû razı oldular
mâ âtâ-hum allâhu Allah'ın onlara verdiği şey
ve resûlu-hu ve onun resûlünün
ve kâlû ve dediler
hasbu-nâ allâhu Allah bize yeter, kâfidir
se yu'ti-nâ allâhu Allah bize verecek
min fadli-hi fazlından
ve resûlu-hu ve onun resûlü
innâ muhakkak biz
ilâ allâhi Allah'a
râgıbûne rağbet edenler

Ve eğer onlar, gerçekten Allah’ın ve O’nun Resûl'ünün onlara verdiği şeye (ganimet payına) razı olsalardı: “Allah bize kâfidir, Allah ve O’nun Resûl'ü bize yakında fazlından verecek. Muhakkak ki; biz Allah’a rağbet edenleriz.” derlerdi.

TEVBE SURESİ 59. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali

Ve eğer onlar Allah Teâlâ'nın ve Peygamberinin kendilerine verdiğine razı olsalardı ve «Şüphe yok ki, Allah Teâlâ bize yeter. Allah Teâlâ fazlından bize verecektir. Resûlü de. Muhakkak ki, bizler Cenâb-ı Hakk'a rağbetkar kimseleriz» (deselerdi) elbette haklarında hayırlı olurdu.

Ömer Nasuhi Bilmen