TEVBE SURESİ 59. Ayeti Ümit Şimşek Meali
Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.
وَلَوْ أَنَّهُمْ رَضُوْاْ مَا آتَاهُمُ اللّهُ وَرَسُولُهُ وَقَالُواْ حَسْبُنَا اللّهُ سَيُؤْتِينَا اللّهُ مِن فَضْلِهِ وَرَسُولُهُ إِنَّا إِلَى اللّهِ رَاغِبُونَ ﴿٥٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve lev
enne-hum
radû
mâ âtâ-hum allâhu
ve resûlu-hu
ve kâlû
hasbu-nâ allâhu
se yu'ti-nâ allâhu
min fadli-hi
ve resûlu-hu
innâ
ilâ allâhi
râgıbûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lev | ve eğer |
enne-hum | gerçekten onlar |
radû | razı oldular |
mâ âtâ-hum allâhu | Allah'ın onlara verdiği şey |
ve resûlu-hu | ve onun resûlünün |
ve kâlû | ve dediler |
hasbu-nâ allâhu | Allah bize yeter, kâfidir |
se yu'ti-nâ allâhu | Allah bize verecek |
min fadli-hi | fazlından |
ve resûlu-hu | ve onun resûlü |
innâ | muhakkak biz |
ilâ allâhi | Allah'a |
râgıbûne | rağbet edenler |
Ve eğer onlar, gerçekten Allah’ın ve O’nun Resûl'ünün onlara verdiği şeye (ganimet payına) razı olsalardı: “Allah bize kâfidir, Allah ve O’nun Resûl'ü bize yakında fazlından verecek. Muhakkak ki; biz Allah’a rağbet edenleriz.” derlerdi.
TEVBE SURESİ 59. Ayeti Ümit Şimşek Meali
Keşke Allah ve Resulünün onlara verdiklerine razı olup da 'Bize Allah yeter; Allah ve Resulü bize lütfundan yine verir; bizim muradımız Allah'ın rızasıdır' demiş olsalardı!
Ümit Şimşek