TEVBE SURESİ 60. Ayeti Ali Ünal Meali
Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.
إِنَّمَا الصَّدَقَاتُ لِلْفُقَرَاء وَالْمَسَاكِينِ وَالْعَامِلِينَ عَلَيْهَا وَالْمُؤَلَّفَةِ قُلُوبُهُمْ وَفِي الرِّقَابِ وَالْغَارِمِينَ وَفِي سَبِيلِ اللّهِ وَابْنِ السَّبِيلِ فَرِيضَةً مِّنَ اللّهِ وَاللّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ ﴿٦٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
innemâ es sadakâtu | muhakkak ki sadakalar |
li el fukarâi | fakirler için |
ve el mesâkîni | ve miskinler, yoksullar |
ve el âmilîne | ve amel edenler, memur olanlar |
aleyhâ | onların üzerine, onlarla ilgili |
ve el muellefeti | ve (İslâm'a) ısındırılan, meylettirilen |
kulûbu-hum | onların kalpleri |
ve fî er rikâbi | ve köleler konusunda |
ve el gârimîne | ve borçlular |
ve fî sebîli allâhi | ve Allah'ın yolunda |
vebni es sebîli | ve yolcu(lar) |
farîdaten | bir farz olarak |
min allâhi | Allah'tan |
vallâhu (ve allâhu) | ve Allah |
alîmun | en iyi bilen |
hakîmun | hakîm, hüküm ve hikmet sahibi |
Muhakkak ki; sadaka, Allah’tan bir farz olarak fakirler ve miskinler (yoksullar) ve memurlar (zekât toplayıcılar) içindir. Ve kalpleri (İslâm’a) ısındırılacak olanlara ve kölelere (harcamaya) ve borçlulara ve Allah yolunda (olanlara) ve yolculara aittir. Ve Allah, bilendir, hüküm sahibidir.
TEVBE SURESİ 60. Ayeti Ali Ünal Meali
Zekâtlar, ancak fakir oldukları bilinenler, gerçekten muhtaç fakat kendilerini belli etmeyen düşkünler, onu toplamakla görevli memurlar, kalbleri İslâm’a ısındırılacak olanlar ve dostlukları veya kötülüklerinin def’i umulanlar, esir ve kölelikten kurtulacak veya kurtarılacaklar, borçlarını ödeyemeyecek durumda olanlar, Allah yolunda O’nun adını yüceltme uğruna gayret ve cihad eden, (ilim tahsili ve hac yolculuğunda bulunup da bunlara güç yetiremeyenler) ve yolda kalmışlar içindir. Bu konudaki Allah’ ın kesin hükmü budur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir; her hüküm ve icraatında pek çok hikmetler bulunandır.
Ali Ünal