Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


إِنَّمَا الصَّدَقَاتُ لِلْفُقَرَاء وَالْمَسَاكِينِ وَالْعَامِلِينَ عَلَيْهَا وَالْمُؤَلَّفَةِ قُلُوبُهُمْ وَفِي الرِّقَابِ وَالْغَارِمِينَ وَفِي سَبِيلِ اللّهِ وَابْنِ السَّبِيلِ فَرِيضَةً مِّنَ اللّهِ وَاللّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ ﴿٦٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

innemâ es sadakâtu li el fukarâi ve el mesâkîni ve el âmilîne aleyhâ ve el muellefeti kulûbu-hum ve fî er rikâbi ve el gârimîne ve fî sebîli allâhi vebni es sebîli farîdaten min allâhi vallâhu (ve allâhu) alîmun hakîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
innemâ es sadakâtu muhakkak ki sadakalar
li el fukarâi fakirler için
ve el mesâkîni ve miskinler, yoksullar
ve el âmilîne ve amel edenler, memur olanlar
aleyhâ onların üzerine, onlarla ilgili
ve el muellefeti ve (İslâm'a) ısındırılan, meylettirilen
kulûbu-hum onların kalpleri
ve fî er rikâbi ve köleler konusunda
ve el gârimîne ve borçlular
ve fî sebîli allâhi ve Allah'ın yolunda
vebni es sebîli ve yolcu(lar)
farîdaten bir farz olarak
min allâhi Allah'tan
vallâhu (ve allâhu) ve Allah
alîmun en iyi bilen
hakîmun hakîm, hüküm ve hikmet sahibi

Muhakkak ki; sadaka, Allah’tan bir farz olarak fakirler ve miskinler (yoksullar) ve memurlar (zekât toplayıcılar) içindir. Ve kalpleri (İslâm’a) ısındırılacak olanlara ve kölelere (harcamaya) ve borçlulara ve Allah yolunda (olanlara) ve yolculara aittir. Ve Allah, bilendir, hüküm sahibidir.

TEVBE SURESİ 60. Ayeti Harun Yıldırım Meali

Sadakalar, Allah’tan bir farz olarak yalnızca fakirler, yoksullar, onu toplamakla görevlendirilenler, kalpleri ısındırılmak istenenler, köleler, borçlular, Allah yolunda ve yolda kalmış içindir. Şüphesiz Allah Alîm’dir, Hakîm’dir.

Harun Yıldırım