Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


كَالَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ كَانُواْ أَشَدَّ مِنكُمْ قُوَّةً وَأَكْثَرَ أَمْوَالاً وَأَوْلاَدًا فَاسْتَمْتَعُواْ بِخَلاقِهِمْ فَاسْتَمْتَعْتُم بِخَلاَقِكُمْ كَمَا اسْتَمْتَعَ الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ بِخَلاَقِهِمْ وَخُضْتُمْ كَالَّذِي خَاضُواْ أُوْلَئِكَ حَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ فِي الُّدنْيَا وَالآخِرَةِ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ ﴿٦٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ke ellezîne min kabli-kum kânû eşedde min-kum kuvveten ve eksere emvâlen ve evlâden fe istemteû bi halâki-him fe istemta'tum bi halâki-kum kemâ estemtea ellezîne min kabli-kum bi halâki-him ve hudtum ke ellezî hâdû ulâike habitat a'mâlu-hum fî ed dunyâ ve el âhirati ve ulâike hum el hâsirûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ke ellezîne o kimseler gibi
min kabli-kum sizden önceki
kânû eşedde daha şiddetli, kuvvetli idiler
min-kum sizden
kuvveten kuvvet olarak
ve eksere ve daha fazla, daha çok
emvâlen mal olarak
ve evlâden ve evlât olarak
fe istemteû böylece metalandılar, faydalandılar
bi halâki-him kendi payları, nasipleri ile
fe istemta'tum siz de metalandınız, faydalandınız
bi halâki-kum sizin payınız, nasibiniz ile
kemâ estemtea faydalandıkları gibi
ellezîne min kabli-kum sizden önceki kimseler gibi
bi halâki-him onların payları, nasipleri ile
ve hudtum ve daldınız (dünya metaına, dünya malına)
ke ellezî hâdû dalan kimse gibi
ulâike işte onlar
habitat heba oldu, boşa gitti
a'mâlu-hum onların amelleri
fî ed dunyâ dünyada
ve el âhirati ve ahiret
ve ulâike ve işte onlar
hum el hâsirûne onlar hüsrana düşenlerdir, uğrayanlardır

Sizden önceki kimseler gibisiniz. Kuvvet olarak, mal ve evlât olarak daha çoktular, sizden daha kuvvetli idiler (oldular). Böylece nasipleri kadar faydalandılar (metalandılar), sizden önceki kimselerin kendi nasipleri kadar faydalandığı gibi siz de nasibiniz kadar faydalandınız. Ve (dünya metaına) dalanlar gibi siz de daldınız. İşte onlar, onların amelleri heba oldu (boşa gitti). İşte onlar, hüsrana uğrayanlardır.

TEVBE SURESİ 69. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Siz de tıpkı sizden önce yaşayıp helâk olmuş milletler gibisiniz. Oysa onlar sizden daha güçlü, kuvvetli, mal ve evlâtları sizinkilerden daha çoktu. Dünya nimetlerinden paylarına düşen kadar zevk sürdüler. Sizden öncekiler paylarına düşen kadarıyla nasıl zevk sürmek istedilerse, siz de onlar gibi payınıza düşen kadarıyla zevk sürmeye baktınız. Siz de, sizden önce batağa, çürük ve asılsız davalara dalanlar gibi batağa daldınız. İşte onların amelleri dünyada da, âhirette, ebedî yurtta da boşa gitmiştir. Onlar, işte onlar hüsrana uğrayanlardır.

Ahmet Tekin