Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


الَّذِينَ يَلْمِزُونَ الْمُطَّوِّعِينَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ فِي الصَّدَقَاتِ وَالَّذِينَ لاَ يَجِدُونَ إِلاَّ جُهْدَهُمْ فَيَسْخَرُونَ مِنْهُمْ سَخِرَ اللّهُ مِنْهُمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ ﴿٧٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ellezîne yelmizûne el muttavvıîne min el mu'minîne fî es sadakâti ve ellezîne lâ yecidûne illâ cuhde-hum fe yesharûne min-hum sehire allâhu min-hum ve lehum azâbun elîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ellezîne o kimseler, onlar
yelmizûne ayıplıyorlar, küçük görüyorlar
el muttavvıîne zengin olanlar (zekâttan fazla olarak gönüllü teberruda bulunan kişiler)
min el mu'minîne mü'minlerden
fî es sadakâti sadakalar konusunda
ve ellezîne lâ yecidûne ve bulamayan kimseler
illâ cuhde-hum cehdlerinden, emek ve çabalarından, gayretlerinden başka
fe yesharûne böylece alay ediyorlar
min-hum onlardan, onlarla
sehire allâhu Allah alay etti
min-hum onlardan, onlarla
ve lehum ve onlar için, onlara vardır
azâbun elîmun elîm (acı) azap

Onlar (o kimseler), mü’minlerden zengin olanları (zekâttan fazla olarak gönüllü teberruda bulunan kişileri) ve cehdlerinden (emek ve çabalarından) başka bir şey bulamayanları, sadaka konusunda ayıplıyorlar. Böylece onlarla alay ediyorlar. Allah da onlarla alay etti. Ve onlar için elîm azap vardır.

TEVBE SURESİ 79. Ayeti Harun Yıldırım Meali

Mü’minlerden bağışlarda bulunanları, kaş göz işaretleriyle ayıplayanlarla, güçlerinin yetebildiğinden başkasını bulamayan kimselerle eğlenenleri Allah maskaraya çevirir ve onlar için pek acıklı bir azab vardır.

Harun Yıldırım