Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


فَإِن رَّجَعَكَ اللّهُ إِلَى طَآئِفَةٍ مِّنْهُمْ فَاسْتَأْذَنُوكَ لِلْخُرُوجِ فَقُل لَّن تَخْرُجُواْ مَعِيَ أَبَدًا وَلَن تُقَاتِلُواْ مَعِيَ عَدُوًّا إِنَّكُمْ رَضِيتُم بِالْقُعُودِ أَوَّلَ مَرَّةٍ فَاقْعُدُواْ مَعَ الْخَالِفِينَ ﴿٨٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe in recea-ke allâhu ilâ tâifetin min-hum fe iste'zenû-ke li el hurûci fe kul len tahrucû maiye ebeden ve len tukâtilû maiye aduvven inne-kum radîtum bi el kuûdi evvele merratin fak'udû mea el hâlifîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe in artık, o zaman, o taktirde, bundan sonra eğer
recea-ke allâhu Allah seni döndürdü
ilâ tâifetin bir topluluğa
min-hum onlardan
fe iste'zenû-ke artık, o taktirde, bundan sonra, o zaman senden izin isterler
li el hurûci (cihada) çıkmak için
fe kul artık, bundan sonra, o zaman, o taktirde de ki
len tahrucû asla çıkamazsınız
maiye benimle beraber
ebeden ebediyyen
ve len tukâtilû ve asla savaşamazsınız
maiye benimle beraber
aduvven düşman
inne-kum muhakkak ki siz, çünkü siz
radîtum siz razı oldunuz
bi el kuûdi oturmaya (cihaddan geri kalmaya)
evvele ilk
merratin defa
fak'udû o zaman, o taktirde, bundan sonra, artık oturun (cihaddan geri kalın)
mea el hâlifîne geri kalanlarla beraber

Bundan sonra Allah, seni onlardan (geri kalan münafıklardan) bir grubun yanına döndürdüğü zaman senden (cihada) çıkmak için izin isterlerse o zaman onlara de ki: “Benimle beraber ebediyyen asla çıkamazsınız ve benimle beraber asla düşmanla savaşamazsınız. Çünkü siz, ilk defa oturmaya (geri kalmaya) razı oldunuz. Artık geri kalanlarla beraber oturun.”

TEVBE SURESİ 83. Ayeti Hayrat Neşriyat Meali

Öyleyse Allah seni (Tebük Seferinden sonra) onlardan bir tâifeye döndürür de(bundan sonraki savaşlara) çıkmak için senden izin isterlerse, o takdirde de ki: 'Artık ebedî olarak, benimle berâber (cihâd için) aslâ çıkmayacaksınız ve benimle birlikte hiçbir düşmanla aslâ savaşmayacaksınız! Çünki siz ilk def'a (çağrıldığınızda) oturmaya râzı oldunuz; öyleyse geride kalanlarla berâber oturun!'

Hayrat Neşriyat